Hindistan, son yıllarda cinsel şiddet vakalarının sıkça yaşandığı ülkelerden biri olarak dünya gündeminde yer alıyor. Mart ayında İspanyol bir turistin toplu tecavüze uğramasıyla gündeme gelen Hindistan, Ağustos ayında ise kadınlar için bir kırılma noktası yaşadı. Kalküta’da bir hastanede nöbet molasındayken tecavüze uğrayıp öldürülen stajyer doktorun ardından Hindistanlı kadınlar sokaklara döküldü. 9 Ağustos’tan itibaren başlayan protestolarda, kadınlar adalet ve güvenlik taleplerini yüksek sesle dile getirdi.
Bu olayın ardından ülkenin dört bir yanında kadınlar cinsel şiddete karşı eylemler düzenledi. Mumbai’de dört yaşındaki iki kız çocuğuna yönelik cinsel istismar iddialarının ortaya çıkmasıyla birlikte protestolar daha da yoğunlaştı ve yetkililer üzerinde ciddi bir baskı oluşturuldu. Badlapur köyünde taciz iddialarının ardından okullar kapatıldı, protestoları bastırmak amacıyla internet hizmetlerinde kesintiler yapıldı.
Hindistan’da cinsel şiddet vakalarının sayısı, yasal reformlara rağmen oldukça yüksek. 2012 yılında yaşanan toplu tecavüz vakasının ardından hükümet ceza sisteminde değişiklikler yapmış olsa da, hak savunucuları bu değişikliklerin yeterli olmadığını belirtiyor. 2012 yılında kaydedilen yaklaşık 25 bin tecavüz vakası, 2022 yılında 31 bin 516’ya yükselmiş durumda. Hükümetin aldığı önlemler arasında faile en az 10 yıl ceza verilmesi, kurbanların 12 yaşından küçük olması durumunda ise tecavüz suçlusunun ölümle cezalandırılması yer alıyor. Ancak bu önlemlere rağmen, cinsel şiddet vakaları artmaya devam ediyor.
Hindistan’da yasaların tutarlı şekilde uygulanmaması ve polislik faaliyetlerinin zayıf olması, cinsel şiddet vakalarının önlenememesinin başlıca sebepleri olarak gösteriliyor. Tecavüz suçundan mahkumiyet oranlarının oldukça düşük olması da dikkat çekiyor. Hindistan’da kadınlar, kamusal alanlarda güvenliklerini sağlamak için hala büyük zorluklarla karşı karşıya. Geleneksel yapılar, kadınların ev içinde ve toplumda baskı altında tutulmasına neden oluyor.
Ağustos ayında başlayan ve Hindistan genelinde yayılan eylemler, sadece bu ülke için değil, tüm dünyada erkek şiddetine karşı ses çıkaran kadınlar için yeni bir itici güç olabilir. Hindistanlı kadınların adalet arayışı, küresel bir dayanışma dalgasının başlangıcı olabilir.
